Melisa Vardal – Toplumun derinliklerinden yükselen, kimi zaman duyulmayan, kimi zaman duyulsa da yankı bulmayan çığlıklar, kadın sanatçıların fırçalarından dökülen renklerle tuvale, dokumaya dönüşüyor. Alan Kadıköy’de 24 Şubat’ta kapılarını açan “Anlatılanların Gücü: Kadınların Çığlığı” adlı sergi toplumun derinliklerindeki sessiz çığlıkları sanat aracılığıyla görünür kılıyor. Dr. Feride Çelik küratörlüğünde ve Kız Çocukları Eğitim Derneği (KIZÇEV) desteğiyle düzenlenen sergi; kadınların toplumsal mücadelelerini, hikâyelerini ve dayanışmalarını sanatla ifade etmeyi, böylece toplumun yaralarını sarmayı amaçlıyor. Sergiyi görmek için son gün ise yarın.
Sergideki her eserin farklı bir hikâye anlattığını ancak hepsinin ortak noktasının kadınların deneyimlerini ve mücadelelerini yansıtmak olduğunu vurgulayan küratör Dr. Feride Çelik şu ifadeleri kullanıyor: “Sanat bir toplumun aynasıdır. Toplumun en derin acılarını, sevinçlerini ve umutlarını sergileyen bir yolculuktur. Bu sergi, kadın sanatçıların yaratıcılığını ve güçlü anlatılarını bir araya getirerek kadınların yaşadığı zorluklara ve toplumsal eşitsizliklere ışık tutmaya amaçlıyor” diyor.
Tabuları yıkmak
Modilda’nın çocukluk anılarına gönderme yapan “Gocuk” adlı çalışması büyüklerin dayattığı toplumsal kalıplara karşı bir duruş sergiliyor. “Bize yakışmaz”, “Ayıp” gibi ifadelerle, toplumun birey üzerindeki baskısını ve bu baskının yarattığı yükü resmediyor. Loya Kader Öztürkmen’in elek üzerine inşa ettiği üç eseri, kalıpları yıkarak özgürleşme temasına odaklanıyor. Merve Özbek’in “Doğanın Kızı” serisi, kadın ve doğa arasındaki ilişkiyi inceliyor. Esin Öykü Terzi ise sergi boyunca canlı performansla yarattığı eserine seyirciyi dahil ediyor. Yarın son hâli görülebilecek eserde, sanatçı birbirine uzanan eller dokuyor.
